Sayfalar

21 Ocak 2009 Çarşamba

Shministim

      Gazze' de olanlara normal bir insan olarak duyarsız kalmak imkansız. Kendi adımıza yapabilecek olduklarımız İsrail mallarını boykot etmek, bunu kınayan logolar eklemek, gösterilere katılmak, yardım kuruluşları aracılığıyla (ki bunlara da ne kadar güvenilebilirse artık) ve haberleri izlerken bir süreliğine o zavallı insanları düşünüp İsraile, tüm yahudilere kin ve nefret besleyip sonra yine normal hayatımıza dönmek.

       Bu gibi durumlarda hep düşünürüm. Amerika için de düşünürdüm hep bunu. Irak' a getirdiği demokrasi! ile ilgili kendi halkı ne düşünür? Gidişattan memnun mudur? İnsan insansa eğer, kim olursa olsun masum insanlara yapılan eziyeti devlet politikaları adına hoşgörebilir mi ya da görmezden gelebilir mi? İsrail için de düşünüyorum, halkı devlet politikalarını benimsiyor mu? 


       Kısa bir süre önce facebook aracılığıyla haberim oldu bu gençlerden. Demek ki ve çok şükür ki hepsi aynı fikirde değilmiş diye düşündüren gençlerin kurduğu bir grup. Birçoğu kendi devletleri tarafından aranmakta ve cezalandırılmakta. Daha ayrıntılı bilgi için aşağıdaki alıntıyı okuyun lütfen...  

       İsrailli lise öğrencilerinin kurduğu bir yapı. İbranice lise anlamına gelmekte imiş. Vicdani ret haklarını kullanmak için verdikleri uğraş ile tanınmış durumdalar. (bkz:http://www.shministim.org

     
      Bir zamanlar Ariel Şaron'a yazdıkları ve lise öğrencilerinin imzasıyla gönderdikleri mektup davalarını anlamaya bir hayli yardımcı oluyor:  

      "İsrail’de yetişmiş 62 insan olarak bizim, size; Filistinliler üzerinde sürdürülen baskıda yer almayacağımızı bildiren bir mektup yollayalı bir yılı geçti. bugün israil’de ve işgal altındaki topraklarda durum daha da kötüye giderken; bize katılan bir çok insanla beraber tekrar söylüyoruz ki, biz işgalin askerleri olmayı reddediyoruz. israil devleti; savaş suçu işliyor ve insan haklarını çiğniyor; filistin kentlerini, kasabalarını ve köylerini tahrip ediyor, filistinlilerin topraklarına el koyuyor, insanları yargılamadan göz altına alıyor ve yargılamadan cezalandırıyor; evlerin, işyerlerinin, kamusal alanların kütlesel tahribatını yürütüyor; yağma, sokağa çıkma yasağı, tıbbi yardımı engelleme, israil yerleşimleri oluşturma ve bunları genişletme gibi insan ahlakına karşı eylemler yürütüyor ve onayladığı uluslararası sözleşmeleri ihlal ediyor. 

    bu ve diğer eylemleriyle, israil sistemli bir şekilde filistinlilerin gündelik yaşamlarını sürdürmelerini engelliyor. bu gerçeklik de, acı, korku ve ümitsizliğe yol açıyor; bunlar da terörist saldırılar getiriyor. dahası, işgal sadece ahlaksız olmakla kalmıyor; aynı zamanda israil yurttaşlarının ve israil’de yaşayanların güvenliklerine de zarar veriyor. böyle bir güvenlik hissi sadece, israilliler ve filistinliler arasındaki mutlak barış ile elde edilir. seçilmiş hükümet demokratik değerleri ve bölgede mutlak barış olasılıklarını çiğnediğinde, bizim vicdanımızı dinleyip filistinlilere yönelik saldırılarda yer almayı reddetmekten başka bir şansımız kalmıyor. gençler olarak askerlik hizmeti için çağrı yaklaşırken; söz veriyoruz ki, işgalde hizmet etmemek için uygun gördüğümüz her şeyi yapacağız. bazılarımız askere yazılmayı reddedecek, bazılarımız yeşil hattın ötesinde hizmet etmeyi reddedecek, bazılarımızda başka şekillerde askerlik hizmetinden uzak durmaya çalışacak. tüm bu yolları, meşru ve gerekli görüyoruz ve diğer gençleri, askerleri, zorunlu askerlik mükelleflerini, yedek askerleri aynısını yapmaya çağırıyoruz."
 
mektup, http://www.savaskarsitlari.org/...=8&arsivanaid=13797 linkinden copy paste'dir.

1 yorum:

Cocukla Cocuk dedi ki...

İnsan her yerde insan demek ki Sesiber'cim, bir de cesaret lazım lazım bu harekete katılan İsrailliler için, bravo onlara...